Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Mistik Bir Varlık; Ejderha





Ejderhalar birçok kültürde görülen efsanevi yaratıklardır.
Ejderhalar; canavarlar, sürüngenler, yılanlar ve hayvanlar olarak tasvir edilmiştir. (Farklı türde ki birden çok canlının birleşimi). Ejderhaların büyülü veya mistik özellikleri yüzyıllar boyunca korunmuştur.




Genel tanı;


Ejderhalar, genellikle kanatlı ve ağzından alev(ateş) püskürten, iri pençelere sahip, boynuzlu ve birçoğunun zehirli olduğu düşünülmektedir. Bunlara ek olarak bazı ejderhaların iki veya daha fazla kafaya, birden fazla kuyruğa sahip olmalarıdır. Bazen iki, bazen dört veya daha fazla bacaklara sahip olduğu, bununla birlikte en çok dört ayağa sahip olduğu bilinmektedir. Ejderhaların neyle beslendikleri hep bir mit olmuştur bunlar; sıçan,kuş,yılan,yarasa hatta insanlar ve özellikle çocukları yedikleri düşünülmekteydi.

J.R.R. Tolkien'in yarattığı ejderha; Smaug.


Ejderhalar çok zeki yaratıklardır. İnsanlardan uzak bölgelerde, mağara gibi karanlık, nemli ve tenha yerlerde yaşarlar. Ejderhaların ilk başlarda suda yaşadıkları düşünülmekteydi. Bana göre bunun nedeni suya olan korkuydu. Uçsuz bucaksız bir derya ve insanın o zamanın imkanlarıyla suyun altı hakkında bir bilgisi olmaması gibi nedenler ile ayrıca bu durum ilerde gökyüzüne dönüşmüştür. Çünkü insanlar bu defa gökyüzüne yabancıdır ve bazı doğa olaylarını anlamlandıramadıkları için böyle mistik varlıkların alâmeti farikasi diye düşünmeye başlamışlardır ve cevabı bulunmadıkça halk arasında yaygınlaşmış, kabul görmüş ve dinsel temalara da ilişmiştir. (Çinliler, yüzyıllar boyu ejder motifini kraliyet ailesinde, simgelerinde ve bayraklarında kullanmıştır) Bazı inanışlarda deniz yılanlarının birer ejderha olduklarına inanılmaştır.


Ejderhalar, hemen hemen tüm ejderha tasviri olan hikaylerinde; kötü olarak tasvir edildiği gibi ya bir kahraman gelir ejderhadan şehri kurtarır ya da bir musibette özne olmuşlardır. Karanlıklar dünyasıyla ilişkili oldukları düşünülür ancak bazı ejderhalar da koruyucu olarak tasvir edilmiştir. Bu tip ejderhalar doğu kültürüne aittir, yani batı kültüründe ejderha kötü bir varlık iken doğuda ejderhalar iyi varlıklardır. Genellikle doğu ve batının kültürlerine göre şekillenmiş, tasvir edilmişken, avrupada çok daha farklı ejderhalar, doğuda ejderhaların görünüşleri pek farklılık göstermemiştir. Çok fazla ejderha olduğundan dolayı bunları sınıflandırmakta zordur. Her kültürün kendi türü olduğunu söyleyebiliriz. Ve bunlar dediğim gibi birbirlerinden farklıdırlar. Bazı kültürlerde ejderhaların dinazorların yaşadığı zamanlarda dünyada var oldukları düşünülürdü. Bazıları ejderhaların dünyanın başlangıcında dahi var olduklarını ve bazı kesim ise ejderhaları gördüklerini iddia etmiştir (Genelde halk arasında ejderhaları gören kişiler ya ejderha tarafından yenilmiştir ya da ejderhayı yenmiştir anca bu insanlar asla varolmamıştır. Yani bir nevi korktukları hayali bir varlığı yine kendi hayal güçleriyle oluşturdukları bir kahramana mağlup ettirmişlerdir). Ama her ne olursa olsun ejderhalar binlerce yıl insanları büyüleyen varlıklar olmuşlardır. Hikayelere, filmlere, kitaplara, destanlara daha eklenebilecek nice platformda yer edinmişlerdir. Ve bu dünyada ki en gizemli mitolojik varlıklardan biri olarak yer edinmeye devam edeceklerdir.


Çin Mitolojisinde Ejderha;



Çin kültüründe ejderhalar yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan olarak tarif edilirler söylencelerde. Bu yaratıkların insanların düş dünyasına nasıl girdiği tam olarak bilinemiyor.

Dev boyuttaki dinozor kemiklerine rastlayan insanların düş gücünü çalıştırması yoluyla ortaya çıkmış olabilirler. Bir başka görüşe göre de ejderhalar aslında insanların içinde yer alan yılan korkusunun abartılmış bir biçimidir. Sözgelimi batı dillerinde ejderha anlamına gelen dragon sözcüğünün kökeni olan Yunanca’daki “drakon” sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı. söylencelerdeki ejderler de insanların karşısına çeşitli biçimlerde çıksalar da aslında hep büyük sürüngenler olarak kaldılar.

Ortadoğu’da ejderha ve yılan kötülüğü Uzakdoğu’daysa ejderhalar saygınlığı olan iyilik simgesi yaratıklardır demiştik. Çin ejderi Long, Çin mitolojisinde ırmak göl ve okyanuslarda yaşayan, göklerde gezinen dev bir yaratıktır. Başlangıçta bir yağmur tanrısı olan Long, Avrupa’daki kötülülük simgesi ejderhanın tersine göksel iyiliğin ve verimliliğin simgesiydi. MÖ 6 yüzyıla değin uzanan yağmur ayinlerinde bir grup Long’u canlandırırdı. Geleneksel Çin topluluklarında şans getirmesi için bugün bile benzer törenler yapılır.

Çin’de ejderhalarla uğraşanlara göre bu düşsel hayvanın tanımı şöyledir: Bir ejderhanın, devenin başına erkek geyiğin boynuzlarına, bir canavarın gözlerine, bir ineğin kulaklarına, bir yılanın boynuna, bir sazan balığının pullarına, bir kartalın pençelerine ve bir kaplanın ayaklarına sahip olduğu anlatılır. Gövdesinde 117 tane pul vardır. Bunların 81 tanesi iyi etkiyle (yang) 36 tanesiyse kötü etkilerle (yin) doludur. Böylece ejderha biraz koruyucu biraz da yok edicidir.

Tasviri;




Eski Çin söylencelerine göre evrenin yaratılışıyla ilgili dört ejderha vardı. Bunlardan birincisi tanrıların kutsal konutlarını koruyan Gökyüzü Ejderhası (Tian Long), İkincisi Gizli Hazine Ejderhası (Fu Zang Long) üçüncüsü su yollarına hükmeden Yeryüzü Ejderhası (Di Long) dördüncüsüyse yağmur ve rüzgarları yöneten Ruhlar Ejderhası (Shen Long). Yaygın inanışa göre bu ejderhaların son ikisi çok önemlidir. Bu dört ejder zamanla Ejder Krallar (Long Wang) ad verilen tanrılara dönüşmüşlerdir. Ejderhaların Çin kültüründeki önemi o denli büyüktür ki uzun süre Çin bayrağında ejderha simgesi yer almıştı. Batıdaki ejderhalardan farklı olarak doğudaki ejderhalar kanatsız olarak betimlenirdi.

Shenlong'un Tasviri;



Shenlong'un Drangon Ball serisinde ki tasviri;





Tianlong



Di Long




Fu Zang Long


Büyük hazinelere bekçilik eden ejderhalarda vardı. Hazinelere bekçilik eden ejderha düşüncesi öylesine yaygındı ki bir çok masala ve öyküye konu oldu. İngiliz yazar J. R. R. Tolkien, “Hobbit” adlı kitabında Smaug adını verdiği ejderi bakın nasıl anlatıyor:

“Orada yatıyordu, olağanüstü, kızıl altınımsı bir ejderha… Derin bir uykudaydı; çenesinden ve burun deliklerinden bir tıkırtı geliyordu ve tabi duman parçacıkları da, ancak uykudayken alevlerin boyları küçüktü. Altında, yani tüm uzantılarının ve kıvrık kuyruğunun altında ve görülmeyen zeminlere doğru ve tüm yönlerde uzayıp giden çevresinde, yığınlarca değerli şey, işlenmiş ve işlenmemiş altın, sayısız değerli taş ve mücevher ve kırmızı ışıkta üzerlerine al lekeler vurmuş gümüşler yayılmıştı."

J. R. R. Tolkien​

[video=youtube;FocqBbPJ1cQ]

Smaug, kanatları ölçüp biçilemez büyüklükte bir ejderhaymışçasına kıvrılmış ve hafifçe bir tarafa abanmış yatıyordu. Ejderha paha biçilmez yatağında boylamasına yattığından hobbit, altın parçacıkları ve değerli taşlarla kaplanmış uzun soluk karnını ve alt kısımlarını görebildi...”

Ejderhalarla ilgili bilinen bir başka şey de onların ağızlarından ateş püskürtmeleridir. Bir ejderha geniş kanatlarını açıp havalandığında ve çevresine ateşler yağdırdığında düşmanların en korkuncu olabilir. Onu yenmek ancak cesur şövalyelerin ya da korkusuz masal kahramanlarının başarabileceği bir şeydir. Ağzından ateş püskürten ejderha masalının kökenini yine yılanlarda bulabiliriz belki. Bazı zehirli yılanlan ısırıkları, ya da püskürttükleri zehirler bir ateş gibi yanma hissi verebilir. Zehirin verdiği bu yakıcı his belki de ağzından ateş çıkan büyük yılanlar, sonrasında da ejderhalar masalını doğurmuş olabilir.

Bir ejderhayla karşılaşırsanız eğer yapmamanız gereken şeylerden biri onun gözlerine bakmaktır. Ejderha, gözlerine bakanı kolayca etkisi altına alır, onu öldürmez ama kendine köle yapar. Bir başka söylenceye göre de ejderhalar insanlara yalanlar söyleyerek onları etkileri altına almak isterler. Konuşmalarında karşı konması çok zor bir ses tonu kullanırlar. Bu ses tonuna dayanıp etkilenmeyenlerin dikkat etmesi gerekense ejderlerin bol bol yalan söylemeleridir. Kimi zaman yalan söylemeseler bile söyledikleriyle başka şeyleri kastedebiliriler. Ursula Le Guin, “Yerdeniz Büyücüsü” adlı kitabında, kahramanı büyücü Ged ile bir ejderhanın karşılaşmasını şöyle anlatıyor: “Ejderha, Ged gibi Kadim Lisan’da konuşuyordu. Çünü bu dil ejderhaların hâlâ kullandığı bir dildir. Kadim Lisan’ı kullanmak, bir insanı doğru söylemeye mecbur eder, ancak bu ejderhalar için geçerli değildir. Bu onların kendi dilleridir, bu dili kullanırken yalan söyleyebilirler; kelimelerin anlamını saptırıp, yanıltabilirler. Dikkatsiz bir dinleyici, her biri gerçeği yansıtan ama hiçbir yere varmayan ters sözcüklerle bir labirente çekilebilirler..."

Ejderhalar hakkında anlatılan şeylerden biri de sağlık ve sonsuz yaşam verecekleri inancıdır. Oldukça uzun ömür sürdükleri anlatılan ejderhalar aynı zamanda hastalıklara da çare olabilirler. Ejderhanın su içtiği yerden içenin, ya da yattığı yerde yatanın hastaysa iyi olacağına, sağlıklıysa uzun bir ömür süreceğine inanılır. Bu inanış biraz da ünlü “Şahmaran” söylencesini andırıyor. Yılanların padişahı olan Şahmaran’ın da bir tür ejderha olduğunu düşünmek çok da yanlış olmaz. Tıpkı ejderhalar gibi Şahmaran da korku verici olduğu kadar uzun ömrün, sonsuz yaşamın ya da hastalıkların tedavisinin bir simgesidir.

Ejderhalar gerçekte hiç var olmadılar, insanların hayal ürünü canlılardı. Yine de yalnızca hayal ürünü olan bir canlının doğudan batıya hemen hemen bütün kültürlerde yer alması ve hakkında anlatılan bir öykü bulunması ilgi çekici değil mi? İnsan ister istemez soruyor kendine, acaba gerçekten yaşadılar mı diye.

İlgili bazı kitaplar kaynaklar;


-Alexander Asenby's Great Adventure
-Big Book of Dragons, Monsters, and Other Mythical Creatures (Dover Pictorial Archive Series)
-The Book of Dragons
-The Book of Dragons & Other Mythical Beasts
-Book of the Dragon
-The Book of the Dragon
-Chinese Dragons (Images of Asia)
-DEALING WITH DRAGONS, The Enchanted Forest Chronicles, Book One, Signed By the Author
-Dragonology: The Complete Book of Dragons (Ologies)
-Dragonology: The Frost Dragon Book and Model Set: Tracking and Taming Dragons: Volume 2 (Ologies)
-The Dragonriders of Pern
-Eragon (Inhertitance)
-His Majesty's Dragon (Temeraire, Book 1)
-The Reluctant Dragon
-Tooth and Claw



Çeviri&Edit : Roo

Yazının ikinci kısmı alıntılanmış düzenlenmiştir.

Kaynak;http://www.felsefe.net/cin-mitolojisi/74153-cin-ejderha-efsanesi.html
 
Son düzenleme:
Tolkien'in yarattığı Smaug karakteri, gerçekten ilgi çekicidir. Altına dair saplantılı bir ilgi duyar. Aşırı derecede kibirlidir ve kendini hep her şeyden üstün görür. Erebor'a gelmeden evvel, Gri Dağlar'da insanlardan uzaklarda yaşardı. Altın sevdasından cüceleri Yalnız Dağ'dan sürdü ve altını toplayıp, üzerine yattı. Smaug'un buradaki motivasyonu kötülükten ziyade, tamamen altın tutkusuydu. Zira rahatsız edilmediği sürece Orta Dünya halkları için ciddi bir tehlike oluşturmuyordu.
 
Tolkien'in yarattığı Smaug karakteri, gerçekten ilgi çekicidir. Altına dair saplantılı bir ilgi duyar. Aşırı derecede kibirlidir ve kendini hep her şeyden üstün görür. Erebor'a gelmeden evvel, Gri Dağlar'da insanlardan uzaklarda yaşardı. Altın sevdasından cüceleri Yalnız Dağ'dan sürdü ve altını toplayıp, üzerine yattı. Smaug'un buradaki motivasyonu kötülükten ziyade, tamamen altın tutkusuydu. Zira rahatsız edilmediği sürece Orta Dünya halkları için ciddi bir tehlike oluşturmuyordu.
Altın Glaurung'un son varisi. 3. çağın en büyük ejderhasıydı. Erebor'da 200 yıllık uykudan sonra Thorin Meşekalkan ve arkadaşları tarafından uyandırıldı.

Tolkien'in yarattığı diğer varlıklar; Scatha, Ancalagon the Black, Glaurung, Gostir, the Great Cold Drake, the Beast of Gondolin.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık