Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Fermi Paradoksu

Uzaylılar var mı?

  • Evrende yalnızız

    Kullanılan: 8 19.5%
  • Uzaylılar var ama bizle etkileşime geçecek teknolojileri yok

    Kullanılan: 13 31.7%
  • Uzaylılar var bizi farkettiler ve muhtemelen izliyorlar

    Kullanılan: 5 12.2%
  • Çok gelişmiş birçok uzaylı topluluğu var ama bize çok uzaklar

    Kullanılan: 15 36.6%

  • Kullanılan toplam oy
    41
Hayat kendini çok farklı geliştiriyor olabilir, bizim için gayet hoş olan Dünya başka başka canlılar için hiç hoş olmayabilir. Üstelik gezegenler arası seyahat edebilen, muhtemelen ışık hızını aşabilen canlıların tutup Dünyaya gelmelerini beklemek de çok anlamlı değil, ne için gelecekler yani kim kimini belediyede işe aldı onu mu takip edecekler :bilmem:
 
Son düzenleme:
Direkt aklıma gelenleri yazdım, okuması zor olabilir ve belki de bildiğiniz şeyler olabilir. (Çok uzun değil gerçi)
Kısaca ben başka yaşayan şeylerin olduğunu düşüyorum ya da aksini kabullenemiyorum diyeyim. :)

Ben bu evrende yalnız olamayacağımızı düşünüyorum, aklım almıyor. Fikrimi dilimin döndüğünce kendi öğrendiklerim ve yukarıdaki görsel doğrultusunda anlatayım...

Bizim Dünya'mızın bulunduğu galaksi Samanyolu Galaksisi ve Samanyolu'nun bulunduğu bir yerel galaktik grup var. (Bu grupta Andromeda Galaksisi gibi irili ufaklı galaksiler var) Bizim bulunduğumuz bu galaktik grup gibi bir sürü galaktik grup bulunmakta. Yukarıdaki görselde görebilirsiniz. Resimdeki son görsel ise "İzlenebilir" Evren'i temsil ediyor. İzlenebilirden kasıt kendi teknolojimiz imkanlarında evrenin sınırlarına gidebildiğimiz en uzak kısımlar. Yani bu da demek oluyor ki evren bizim şu an bildiğimizden belki 10 kat belki 10000 kat daha büyük olabilir.
Şimdi yukarıdaki bilgiler doğrultusunda kendi galaksimize ve güneş sistemimize gelip bu kadar büyüklük içinde (belki de insanın aklının alamayacağı kadar...) nasıl yalnız olamayacağımızı kabullenmediğimi sayılara dökerek sizlere aktaracağım ve bunları anlatırken bizim hızımızı "ışık hızına" yükselteceğim. Bunun için de ilk olarak ışığın saniyede 300bin kilometre ile (boşlukta) yol aldığını belirteyim. İnsanların ışık hızında hareket edebildiğini varsayar isek, Dünya'mızdan Ay'a 1.25 saniyede varabilirdik, Güneş'e ise 8.31 dakikada... Bu sadece kendi güneş sistemimiz içindi. Peki biraz daha ilerleyip içinde "milyarlarca" yıldız ve gezegenin bulunduğu kendi galaksimiz olan Samanyolu'na bakalım... Samanyolu'nu ışık hızında bir uçtan bir uca geçmek 100 bin ışık yılı sürerdi. Işığın saniyede 300bin kilometre gidebildiğini düşünürseniz varın bu mesafeyi siz hesaplayın ancak daha da ilerleyeceğiz... Bizim galaktik grubumuzda bulunun Andromeda Galaksisi ile Samanyolu'nun arasındaki mesafe ise 2.5 milyon ışık yılı ve burada dikkat etmenizi istediğim kısım daha kendi galaktik grubumuzdan dışarı çıkmadık. Ayrıca bu bahsedilenlerin hepsini boşluk olarak düşünmeyelim, buralarda milyarlardan fazla yıldız ve gezegenler bulunmakta.

Kısaca bizimle birlikte bu evrende yaşayan başka "şeyler" olduğunu düşünüyorum ve bu şeylerin bizimle iletişime geçememe sebebi bu olabilir. Yani ışık hızında hareket etse bile gelemeyeceği mesafeler...

Bunun dışında kısa bir bilgi daha vereceğim. Evrende bulunan galaktik gruplar insanoğlunun "Karanlık Madde" diye betimlediği bir kuvvet tarafından birbirinden uzaklara, sürekli olarak itilmekte. Bu kuvvet o kadar büyük ki karar verip kendi galaksimiz olan Samanyolu'ndan ışık hızında çıkıp, kendi lokal galaktik grubumuzdan çıkıp, bu diğer galaktik gruplara karanlık madde yüzünden hiçbir zaman ulaşamıyoruz. Düşünün ışık hızında olsak bile... Biz ışık hızında o galaktik gruba yaklaşmaya çalıştıkça, o bizden daha da uzaklaşıyor... Bu yüzden kendi galaktik grubumuzda sıkışıp kalmışız. Sıkışıp kalmışız dediğim daha kendi güneş sistemimizde istediğimiz yere gidemiyoruz gerçi de... :)

Yani (yukarıdaki fikrime ilaveten), belki de başka galaktik gruplarda yaşayan canlılar var ve yine bize aynı problemden ötürü ulaşamıyorlar.
 
Direkt aklıma gelenleri yazdım, okuması zor olabilir ve belki de bildiğiniz şeyler olabilir. (Çok uzun değil gerçi)
Kısaca ben başka yaşayan şeylerin olduğunu düşüyorum ya da aksini kabullenemiyorum diyeyim. :)

Ben bu evrende yalnız olamayacağımızı düşünüyorum, aklım almıyor. Fikrimi dilimin döndüğünce kendi öğrendiklerim ve yukarıdaki görsel doğrultusunda anlatayım...

Bizim Dünya'mızın bulunduğu galaksi Samanyolu Galaksisi ve Samanyolu'nun bulunduğu bir yerel galaktik grup var. (Bu grupta Andromeda Galaksisi gibi irili ufaklı galaksiler var) Bizim bulunduğumuz bu galaktik grup gibi bir sürü galaktik grup bulunmakta. Yukarıdaki görselde görebilirsiniz. Resimdeki son görsel ise "İzlenebilir" Evren'i temsil ediyor. İzlenebilirden kasıt kendi teknolojimiz imkanlarında evrenin sınırlarına gidebildiğimiz en uzak kısımlar. Yani bu da demek oluyor ki evren bizim şu an bildiğimizden belki 10 kat belki 10000 kat daha büyük olabilir.
Şimdi yukarıdaki bilgiler doğrultusunda kendi galaksimize ve güneş sistemimize gelip bu kadar büyüklük içinde (belki de insanın aklının alamayacağı kadar...) nasıl yalnız olamayacağımızı kabullenmediğimi sayılara dökerek sizlere aktaracağım ve bunları anlatırken bizim hızımızı "ışık hızına" yükselteceğim. Bunun için de ilk olarak ışığın saniyede 300bin kilometre ile (boşlukta) yol aldığını belirteyim. İnsanların ışık hızında hareket edebildiğini varsayar isek, Dünya'mızdan Ay'a 1.25 saniyede varabilirdik, Güneş'e ise 8.31 dakikada... Bu sadece kendi güneş sistemimiz içindi. Peki biraz daha ilerleyip içinde "milyarlarca" yıldız ve gezegenin bulunduğu kendi galaksimiz olan Samanyolu'na bakalım... Samanyolu'nu ışık hızında bir uçtan bir uca geçmek 100 bin ışık yılı sürerdi. Işığın saniyede 300bin kilometre gidebildiğini düşünürseniz varın bu mesafeyi siz hesaplayın ancak daha da ilerleyeceğiz... Bizim galaktik grubumuzda bulunun Andromeda Galaksisi ile Samanyolu'nun arasındaki mesafe ise 2.5 milyon ışık yılı ve burada dikkat etmenizi istediğim kısım daha kendi galaktik grubumuzdan dışarı çıkmadık. Ayrıca bu bahsedilenlerin hepsini boşluk olarak düşünmeyelim, buralarda milyarlardan fazla yıldız ve gezegenler bulunmakta.

Kısaca bizimle birlikte bu evrende yaşayan başka "şeyler" olduğunu düşünüyorum ve bu şeylerin bizimle iletişime geçememe sebebi bu olabilir. Yani ışık hızında hareket etse bile gelemeyeceği mesafeler...

Bunun dışında kısa bir bilgi daha vereceğim. Evrende bulunan galaktik gruplar insanoğlunun "Karanlık Madde" diye betimlediği bir kuvvet tarafından birbirinden uzaklara, sürekli olarak itilmekte. Bu kuvvet o kadar büyük ki karar verip kendi galaksimiz olan Samanyolu'ndan ışık hızında çıkıp, kendi lokal galaktik grubumuzdan çıkıp, bu diğer galaktik gruplara karanlık madde yüzünden hiçbir zaman ulaşamıyoruz. Düşünün ışık hızında olsak bile... Biz ışık hızında o galaktik gruba yaklaşmaya çalıştıkça, o bizden daha da uzaklaşıyor... Bu yüzden kendi galaktik grubumuzda sıkışıp kalmışız. Sıkışıp kalmışız dediğim daha kendi güneş sistemimizde istediğimiz yere gidemiyoruz gerçi de... :)

Yani (yukarıdaki fikrime ilaveten), belki de başka galaktik gruplarda yaşayan canlılar var ve yine bize aynı problemden ötürü ulaşamıyorlar.
Peki bu izlenebilir evren nasıl bu kadar ayrıntılı bir şekilde incelenebiliyor, bizden milyonlarca ışık yılı uzak olan galaksiler hakkında nasıl bu kadar net görüntüler elde edilebiliyor? Bu konu hakkında bilgin var mı?
 
Direkt aklıma gelenleri yazdım, okuması zor olabilir ve belki de bildiğiniz şeyler olabilir. (Çok uzun değil gerçi)
Kısaca ben başka yaşayan şeylerin olduğunu düşüyorum ya da aksini kabullenemiyorum diyeyim. :)

Ben bu evrende yalnız olamayacağımızı düşünüyorum, aklım almıyor. Fikrimi dilimin döndüğünce kendi öğrendiklerim ve yukarıdaki görsel doğrultusunda anlatayım...

Bizim Dünya'mızın bulunduğu galaksi Samanyolu Galaksisi ve Samanyolu'nun bulunduğu bir yerel galaktik grup var. (Bu grupta Andromeda Galaksisi gibi irili ufaklı galaksiler var) Bizim bulunduğumuz bu galaktik grup gibi bir sürü galaktik grup bulunmakta. Yukarıdaki görselde görebilirsiniz. Resimdeki son görsel ise "İzlenebilir" Evren'i temsil ediyor. İzlenebilirden kasıt kendi teknolojimiz imkanlarında evrenin sınırlarına gidebildiğimiz en uzak kısımlar. Yani bu da demek oluyor ki evren bizim şu an bildiğimizden belki 10 kat belki 10000 kat daha büyük olabilir.
Şimdi yukarıdaki bilgiler doğrultusunda kendi galaksimize ve güneş sistemimize gelip bu kadar büyüklük içinde (belki de insanın aklının alamayacağı kadar...) nasıl yalnız olamayacağımızı kabullenmediğimi sayılara dökerek sizlere aktaracağım ve bunları anlatırken bizim hızımızı "ışık hızına" yükselteceğim. Bunun için de ilk olarak ışığın saniyede 300bin kilometre ile (boşlukta) yol aldığını belirteyim. İnsanların ışık hızında hareket edebildiğini varsayar isek, Dünya'mızdan Ay'a 1.25 saniyede varabilirdik, Güneş'e ise 8.31 dakikada... Bu sadece kendi güneş sistemimiz içindi. Peki biraz daha ilerleyip içinde "milyarlarca" yıldız ve gezegenin bulunduğu kendi galaksimiz olan Samanyolu'na bakalım... Samanyolu'nu ışık hızında bir uçtan bir uca geçmek 100 bin ışık yılı sürerdi. Işığın saniyede 300bin kilometre gidebildiğini düşünürseniz varın bu mesafeyi siz hesaplayın ancak daha da ilerleyeceğiz... Bizim galaktik grubumuzda bulunun Andromeda Galaksisi ile Samanyolu'nun arasındaki mesafe ise 2.5 milyon ışık yılı ve burada dikkat etmenizi istediğim kısım daha kendi galaktik grubumuzdan dışarı çıkmadık. Ayrıca bu bahsedilenlerin hepsini boşluk olarak düşünmeyelim, buralarda milyarlardan fazla yıldız ve gezegenler bulunmakta.

Kısaca bizimle birlikte bu evrende yaşayan başka "şeyler" olduğunu düşünüyorum ve bu şeylerin bizimle iletişime geçememe sebebi bu olabilir. Yani ışık hızında hareket etse bile gelemeyeceği mesafeler...

Bunun dışında kısa bir bilgi daha vereceğim. Evrende bulunan galaktik gruplar insanoğlunun "Karanlık Madde" diye betimlediği bir kuvvet tarafından birbirinden uzaklara, sürekli olarak itilmekte. Bu kuvvet o kadar büyük ki karar verip kendi galaksimiz olan Samanyolu'ndan ışık hızında çıkıp, kendi lokal galaktik grubumuzdan çıkıp, bu diğer galaktik gruplara karanlık madde yüzünden hiçbir zaman ulaşamıyoruz. Düşünün ışık hızında olsak bile... Biz ışık hızında o galaktik gruba yaklaşmaya çalıştıkça, o bizden daha da uzaklaşıyor... Bu yüzden kendi galaktik grubumuzda sıkışıp kalmışız. Sıkışıp kalmışız dediğim daha kendi güneş sistemimizde istediğimiz yere gidemiyoruz gerçi de... :)

Yani (yukarıdaki fikrime ilaveten), belki de başka galaktik gruplarda yaşayan canlılar var ve yine bize aynı problemden ötürü ulaşamıyorlar.

Cok guzel aciklamissin gercekten de. Ben de senin fikrine katiliyorum. Matematiksel olarak dunya disi canlilik olmak zorunda. Karanlik Madde kismina da bir sey eklemek istiyorum. Evren surekli buyudugu icin objeler arasindaki mesafe farkinin artmasi gibi bir sikinti da var. Hem fiziksel olarak uzaklasiyor her sey birbirinden hem de bulunduklari uzay genisliyor.

Turkceye 3. tip uygarlik tanimini da biraz yanlis cevirmisler , galaksideki enerjiden kasti *var olan her turlu enerji* butun bir galaksinin tum enerjisini kullanmak degil. Onlarin olayi daha cok kendi galaksilerine tamamen hakim olabilmeleri.

Konuya donecek olursam da,o kadar cok ihtimal var ki... Benim tahminim bizim galaksimizde, en azindan bize yakin yerlerinde, uygarlik filtrelerinden gecip de en azindan type 2'ya yukselebilmis bir uygarligin olmadigi. Bu yuzden de daha iletisime gecmemis olmaliyiz. Uzayi kesfedecek kadar gelisen her uyguarlik, merakli olduklarini ve bir amac sahibi olduklarini kanitlamis olmalidirlar bence ve bu yuzden kendilerini gostermemis olmalarinin sebebi bizim goremiyor olmamizdir. Eger Komplo teorilerine inanip da iletisime gectik de hukumetler bizden sakliyor bunu diyorsak benim tahminim gecersiz olur elbette...

Ha bir de uzayda yolculugun cok hizli gitmekle mumkun olmadigi artik ortada. Warplanmak (quantum entaglement kullanarak) ya da solucan deliklerini (evreni kirmak) kullanmak lazim. Ama ne yazik ki bunlar teoride var olmasi gereken ama pratikte gerceklestirilememis seyler*.

Buradan yakin ve orta uzakliktaki mesafeleri (1-100 isik yili) ne tarz uzay araclari ile gecebilme ihtimalimiz oldugu degerlendirilmis, Ingilizce biliyorsaniz bakabilirsiniz.

Acikcasi bizim de type 1'a yukselme sansimizin cok az oldugunu dusunuyorum. Burnumuzun dibinde kuresel isinmanin geri donulmezligi var ve hala hicbir sey yapilmiyor. Insanlar yok olur da hamambocekleri gibi guclu canlilar evrim gecirir belki de, onlar gorur o gunleri kim bilir. Tamamen yok olmasak da bizi cok geriye atma ihtimali de var tabi.

*: Yakin zamanda 2 isik fotonunu baglayip birini 90 derece yana gonderip digerini filtrelerken, filtrelerden gecmeyen fotonun da filtreden gecer gibi davrandigini kanitladilar, quantum entanglement'in (ozur dilerim Turkcesini bilmiyorum) kaniti oldu bu, belki ileride oradan "yururuz"
 
Evren gençken bile gerekli koşullar varmış. Evren 3 milyar yaşımdayken canlı oluşabilir.
Kesinlikle var. Kendi güneş sistemimizde bile olabilir mars ve europa canlı olabilir. Tabi marsta şuan yoktur ama gençken buzullara, sulara sahipmiş. Mesafe ve zekanın evrimi sorun olan.
 
Direkt aklıma gelenleri yazdım, okuması zor olabilir ve belki de bildiğiniz şeyler olabilir. (Çok uzun değil gerçi)
Kısaca ben başka yaşayan şeylerin olduğunu düşüyorum ya da aksini kabullenemiyorum diyeyim. :)

Ben bu evrende yalnız olamayacağımızı düşünüyorum, aklım almıyor. Fikrimi dilimin döndüğünce kendi öğrendiklerim ve yukarıdaki görsel doğrultusunda anlatayım...

Bizim Dünya'mızın bulunduğu galaksi Samanyolu Galaksisi ve Samanyolu'nun bulunduğu bir yerel galaktik grup var. (Bu grupta Andromeda Galaksisi gibi irili ufaklı galaksiler var) Bizim bulunduğumuz bu galaktik grup gibi bir sürü galaktik grup bulunmakta. Yukarıdaki görselde görebilirsiniz. Resimdeki son görsel ise "İzlenebilir" Evren'i temsil ediyor. İzlenebilirden kasıt kendi teknolojimiz imkanlarında evrenin sınırlarına gidebildiğimiz en uzak kısımlar. Yani bu da demek oluyor ki evren bizim şu an bildiğimizden belki 10 kat belki 10000 kat daha büyük olabilir.
Şimdi yukarıdaki bilgiler doğrultusunda kendi galaksimize ve güneş sistemimize gelip bu kadar büyüklük içinde (belki de insanın aklının alamayacağı kadar...) nasıl yalnız olamayacağımızı kabullenmediğimi sayılara dökerek sizlere aktaracağım ve bunları anlatırken bizim hızımızı "ışık hızına" yükselteceğim. Bunun için de ilk olarak ışığın saniyede 300bin kilometre ile (boşlukta) yol aldığını belirteyim. İnsanların ışık hızında hareket edebildiğini varsayar isek, Dünya'mızdan Ay'a 1.25 saniyede varabilirdik, Güneş'e ise 8.31 dakikada... Bu sadece kendi güneş sistemimiz içindi. Peki biraz daha ilerleyip içinde "milyarlarca" yıldız ve gezegenin bulunduğu kendi galaksimiz olan Samanyolu'na bakalım... Samanyolu'nu ışık hızında bir uçtan bir uca geçmek 100 bin ışık yılı sürerdi. Işığın saniyede 300bin kilometre gidebildiğini düşünürseniz varın bu mesafeyi siz hesaplayın ancak daha da ilerleyeceğiz... Bizim galaktik grubumuzda bulunun Andromeda Galaksisi ile Samanyolu'nun arasındaki mesafe ise 2.5 milyon ışık yılı ve burada dikkat etmenizi istediğim kısım daha kendi galaktik grubumuzdan dışarı çıkmadık. Ayrıca bu bahsedilenlerin hepsini boşluk olarak düşünmeyelim, buralarda milyarlardan fazla yıldız ve gezegenler bulunmakta.

Kısaca bizimle birlikte bu evrende yaşayan başka "şeyler" olduğunu düşünüyorum ve bu şeylerin bizimle iletişime geçememe sebebi bu olabilir. Yani ışık hızında hareket etse bile gelemeyeceği mesafeler...

Bunun dışında kısa bir bilgi daha vereceğim. Evrende bulunan galaktik gruplar insanoğlunun "Karanlık Madde" diye betimlediği bir kuvvet tarafından birbirinden uzaklara, sürekli olarak itilmekte. Bu kuvvet o kadar büyük ki karar verip kendi galaksimiz olan Samanyolu'ndan ışık hızında çıkıp, kendi lokal galaktik grubumuzdan çıkıp, bu diğer galaktik gruplara karanlık madde yüzünden hiçbir zaman ulaşamıyoruz. Düşünün ışık hızında olsak bile... Biz ışık hızında o galaktik gruba yaklaşmaya çalıştıkça, o bizden daha da uzaklaşıyor... Bu yüzden kendi galaktik grubumuzda sıkışıp kalmışız. Sıkışıp kalmışız dediğim daha kendi güneş sistemimizde istediğimiz yere gidemiyoruz gerçi de... :)

Yani (yukarıdaki fikrime ilaveten), belki de başka galaktik gruplarda yaşayan canlılar var ve yine bize aynı problemden ötürü ulaşamıyorlar.
Peki ya o kadar devasa bir sistemdeki kum tanesiysek ve hala teknoloji ve diğer imkansızlıklardan dolayı başka bir oluşum keşif edemediysek, onların da bizi keşfedememesi hiç bir oluşumun var olan teknolojisinin hala buna yeterli olmadığı kanısına varabilir miyiz?
 
Peki bu izlenebilir evren nasıl bu kadar ayrıntılı bir şekilde incelenebiliyor, bizden milyonlarca ışık yılı uzak olan galaksiler hakkında nasıl bu kadar net görüntüler elde edilebiliyor? Bu konu hakkında bilgin var mı?
Atmosfer dışında bulunan Hubble teleskobu aracılığı ile. Detayları için araştırabilirsin. Bu teleskop ile bize gelen en eski ışığı gözlemlenebilir evrenin sınırı olarak kabul ediyoruz. Bu mesafe de bizim için 13.82 milyar ışık yılı yarıçaplı bir küreyi ifade ediyor. Ancak evren ışıktan daha hızlı genişlediği için daha ötesini tespit edemiyoruz. Hatta belirttiğim sebepten ötürü daha önce tespit ettiklerimizi de milyarlarca yıl sonra göremeyeceğiz. Yukarıdaki yorumumda olan kendi lokal galaktik grubumuz dışında bir şey olmadığını varsayacağız. Çünkü hiçbir zaman bize ulaşamayacaklar.

Cok guzel aciklamissin gercekten de. Ben de senin fikrine katiliyorum. Matematiksel olarak dunya disi canlilik olmak zorunda. Karanlik Madde kismina da bir sey eklemek istiyorum. Evren surekli buyudugu icin objeler arasindaki mesafe farkinin artmasi gibi bir sikinti da var. Hem fiziksel olarak uzaklasiyor her sey birbirinden hem de bulunduklari uzay genisliyor.

Turkceye 3. tip uygarlik tanimini da biraz yanlis cevirmisler , galaksideki enerjiden kasti *var olan her turlu enerji* butun bir galaksinin tum enerjisini kullanmak degil. Onlarin olayi daha cok kendi galaksilerine tamamen hakim olabilmeleri.

Konuya donecek olursam da,o kadar cok ihtimal var ki... Benim tahminim bizim galaksimizde, en azindan bize yakin yerlerinde, uygarlik filtrelerinden gecip de en azindan type 2'ya yukselebilmis bir uygarligin olmadigi. Bu yuzden de daha iletisime gecmemis olmaliyiz. Uzayi kesfedecek kadar gelisen her uyguarlik, merakli olduklarini ve bir amac sahibi olduklarini kanitlamis olmalidirlar bence ve bu yuzden kendilerini gostermemis olmalarinin sebebi bizim goremiyor olmamizdir. Eger Komplo teorilerine inanip da iletisime gectik de hukumetler bizden sakliyor bunu diyorsak benim tahminim gecersiz olur elbette...

Ha bir de uzayda yolculugun cok hizli gitmekle mumkun olmadigi artik ortada. Warplanmak (quantum entaglement kullanarak) ya da solucan deliklerini (evreni kirmak) kullanmak lazim. Ama ne yazik ki bunlar teoride var olmasi gereken ama pratikte gerceklestirilememis seyler*.

Buradan yakin ve orta uzakliktaki mesafeleri (1-100 isik yili) ne tarz uzay araclari ile gecebilme ihtimalimiz oldugu degerlendirilmis, Ingilizce biliyorsaniz bakabilirsiniz.

Acikcasi bizim de type 1'a yukselme sansimizin cok az oldugunu dusunuyorum. Burnumuzun dibinde kuresel isinmanin geri donulmezligi var ve hala hicbir sey yapilmiyor. Insanlar yok olur da hamambocekleri gibi guclu canlilar evrim gecirir belki de, onlar gorur o gunleri kim bilir. Tamamen yok olmasak da bizi cok geriye atma ihtimali de var tabi.

*: Yakin zamanda 2 isik fotonunu baglayip birini 90 derece yana gonderip digerini filtrelerken, filtrelerden gecmeyen fotonun da filtreden gecer gibi davrandigini kanitladilar, quantum entanglement'in (ozur dilerim Turkcesini bilmiyorum) kaniti oldu bu, belki ileride oradan "yururuz"
İnsanoğlunun ne kadar ilerleyip ilerleyemeyeceği ayrı bir tartışma konusu. Ama dediğin gibi 1.tip bir uygarlık olamayacağız bu gidişle.

Ayrıca dediğin gibi çok hızlı gitmek uzay için bir şey ifade etmiyor. Kendi sistemimizde kısılıp kalıyoruz ki ışık hızında gidecek gemiyi yaptın diyelim insanlar onunla nasıl yolculuk edecek? Solucan Deliği Teorisi mümkünse başkalarıyla karşılaşmak mümkün. Ama bu matematik ve fizik bilgimle bir şey diyecek konumda değilim tabii. :gamyon: :D

Peki ya o kadar devasa bir sistemdeki kum tanesiysek ve hala teknoloji ve diğer imkansızlıklardan dolayı başka bir oluşum keşif edemediysek, onların da bizi keşfedememesi hiç bir oluşumun var olan teknolojisinin hala buna yeterli olmadığı kanısına varabilir miyiz?
Evet, Fermi Paradoksu bunu ifade ediyor.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık