Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İz Bırakan Kitap Cümleleri

İnsan, ne ırkının, ne dilinin, ne dininin, ne de nehirlerin izlediği yolun, ne de sıradağların yönünün esiridir. Temiz ruhlu ve sıcak kalpli insanların bir araya gelmesi manevî bir şuur yaratır ki, buna millet denir.

Ernest Renan
 
Bu konu kitaplardan beğendiğimiz bölümlerin yazılması için açılmış ama başlık seçimi bence uygun olmamış. İz bırakan kitap cümleleri denince akla daha çok duygusal bağlamda bir şeyler geliyor. Her neyse ben de Kralların Yolu kitabından beğendiğim bir yeri paylaşıp boş yapmayı bırakayım.

Bir defasında sırtında kafasından daha büyük bir taş taşıyan cılız bir adam gördüm. Ağırlığın altında tökezliyordu; güneşin altında sadece bir peştamal ile gömleksizdi. Kalabalık bir anayol boyunca yalpalaya yalpalaya yürüyordu, insanlar ona yol açıyordu. Onun hâlinden anladıkları için değil ama adımlarının ivmesinden korktukları için. Bunun gibi birinin önünde durmaya cesaret edemezdin.
Hükümdar da bu adam gibidir, bir krallığın yükü omuzlarında yalpalayarak ilerler. Çoğu kişi önünden çekilir ama çok azı müdahale ederek taşı taşımasına yardım etmeye gönüllüdür. Kendilerini fazladan yüklerle dolu bir ömre mahkûm etmesinler diye işe bağlanmayı istemezler.
O gün arabamı terk ettim ve taşı alarak adam için taşıdım. İnanıyorum ki muhafızlarım utanmıştı. Kişi böyle bir işi yapan gömleksiz bir garibanı görmezden gelebilir ama hiç kimse yükü paylaşan bir kralı görmezden gelemez. Belki de daha sık yerlerimizi değiştirmeliyiz. Eğer bir kral insanların en fakirinin yükünü üstüne alırken görülürse, belki ona da o gözle görülmeyen ama fazlasıyla yıldırıcı olan kendi yükünde yardım edecek olanlar çıkar.
 
Acımak – güzel bir duygu! Ama iki tür acıma duygusu vardır. Birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden olabildiğince çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. Bu acıma duygusu, aynı acıyı hissetmekten çok, başkasının acısına karşı kendi ruhumuzun içgüdüsel bir savunmasıdır. Diğer tek gerçek acıma duygusu ise, duygusal olmayan, ama yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla gücü yettiğince, hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı olunan acıma duygusudur. İnsan yalnızca sonuna kadar dayanabildiği, en acı ve en zor sona kadar sabredebildiği zaman karşısındakine yardımcı olabilir. Yalnızca kendini feda ettiği zaman, ancak o zaman!”

Sabırsız Yürek - Zweig
 
"Alp Er Tunga öldi mü
isız ajun kaldı mu
ödlek öçin aldı mu
emdi yürek yırtılur.

ödlek yarağ közetti
oğrun tuzağ uzattı
begler begin azıttı
kaçsa kah kurtulur?

begler atın urgurup
kadgu anı turgurup
mengzi yüzi sargarup
korkum angar türtülür.

uluşıp eren börleyü
yırtıp yaka urlayu
sıkrıp üni yırlayu
sığtap közi örtülür.

könglüm için ötedi
yitmiş yaşıg kartadı
kiçmiş ödig irtedi
tün kün kiçip irtelür."

Alp Er Tunga Sagusu...
 
Tanrıyı reddetmiyorum Alyoşa, sadece giriş biletini üstün saygılarımla geri veriyorum.

Dostoyevski/Karamazov Kardeşler'de gördüm ama Dostoyevski de Schiller'den alıntı yapmış.
 
"Bu da güzel, çok güzel," dedi. "Dinleyin şu cümleyi: 'Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır.' Ne ilginç, değil mi! Nietzsche'den seksen yıl önce söylenmiş! Ama benim size göstereceğim cümle bu değil, bekleyin bir dakika - işte buldum. Okuyorum: 'İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.' Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur."

Bozkırkurdu - Hermann Hesse
 
@UranyumX
"Alp Er Tunga öldü mü?
kötü dünya kaldı mı?
felek öcünü aldı mı?
şimdi yürek yırtılır.

feleğin silahı hazır
gizli tuzak kurdurur
beyler beyini vurdurur
kaçsa nasıl kurtulur?

beyler atlarını yorup
kaygıdan çaresiz durup
beti benzi sararıp
sarı safrana döndüler.

erler kurt gibi hıçkırdı
yaka bağır yırtıp durdu
acı ağıtlar çığırdı
yaş akar gözler kurur.

gönlüm içinden yandı
yetmiş yaş yaşlandı
geçmiş zamanı andı
geçen günler nerdedir?"
 
Sonradan görme insanlar maymunlar gibidirler. Hayran olunacak bir çeviklikle yukarılara tırmanırlar, ama zirveye ulaştıkları zaman artık yalnız ayıp yerleri görünmeye başlar.

Honoré de Balzac -Vadideki Zambak-
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık