1. Oradaki topraklar her türlü bizden ayırılırdı. Atatürk politikasını şöyle şekillendirmişti. Savaş bittiği an , son sınır durumu neyse o sınırdan taviz vermeden barışacaktı. Ancak zaten daha barış yapmadan orta doğuda topraklara çöktüler. Barış imzalamadan işgale başlamaları gibi. Biliyor musunuz , bir çok ülke yenildiğini kabul edince ateşkes yaptı ancak bizimle yapmadılar. Ateşkes anlaşması yapmak için taviz verdirdiler istemediler. Zira zaten yaptıkları barış anlaşması da ortadaydı. Atatürk silah bırakmak istemedi diye görevden alınıp istanbula çağrılmıştı. Kazım Karabekir gibi. Özetle adamlar bizimle savaşını bitirmeyeceklerdi. Diyelim ki biz kazandık , bunun ikinci dünya savaşı var. Ayrılan bölgelerdeki halklar ajanlarca ülkeden nefret ettirilmiş vaziyetteydi. Ajan'a da pek gerek yoktu. Malesef Osmanlı Devleti o bölgeleri anayurt gibi görmüyordu . O yüzden vergileri asker alımları memur olmaları eğitim görmeleri gibi bir çok husus problemliydi. Mısır örneğindeki gibi vali diye atanan adam önce isyan etti , oradaki halkı da perişan etti. Sonra da dönüp Osmanlıyla savaştı bir çok kez. Bağımsız olana kadar hatta sonrasında böyle devam etti. Ayrıca milliyetçilik akımı yayılıyordu ve gelişmiş ülkeler de destekliyordu.
2. Atatürk'ün en büyük tavizi Musul'dur. Doğrudan İngilizlere savaş açmaya alenen hazırlanmıştı. Orduyu doğuya yığmıştı , şeyh sait isyanı gibi konular nedeniyle ne yazık ki haksızca elimizden alındı. O zamanki BM kararı vardı. Halka seçim yaptırmıyorlardı . Yani güçsüz bir ülkenin başına dehayı da koysan olmaz. Atatürk büyük adamdır , ne yapar bilemem . Yani ülkeyi yönetip yüceltse bile görüyoruz ki ülke yine yönetemeyenlerin eline geçiyor. Kaldı ki 2. dünya savaşına zorla sokulma durumları vs yi de saymazsak. Bir de emperyalist ve kapitalist savaşları saymazsak ki Abd dünyanın başına bela oldu doların petrol fiyatına eşleştirildiği 2. dünya savaşından sonra. Yani o petrolü kolay kolay yedirmezlerdi bize. Arabistan ve diğer petrol zengini arap ülkeleri günümüzde abd ye haraç ödüyor milyarlarca dolar . Öyle belki olurdu.
3. Süper güç olamazdık. Bilim ve teknolojide çok geride kalmıştık. Osmanlı'da özellikle son dönemki padişahlar bunun farkındaydı. Kadınlara kısmi eğitimler ve haklar verilmişti ama hiç bir zaman köklü değişiklik yapılmamıştı. Okuma yazma oranları bile yerlerdeydi. Eğitim görmüş herkes Avrupa'dan eğitim almış durumdaydı. Onu da yine teşvik etseler de seçip seçip Avrupa'ya yollasalar da bir çoğu edebiyatçı vs olmuştu. yani vizyon da yoktu.
4. Savaşı Osmanlı kazansaydı şimdikinden az toprağımız olacağını düşünüyorum ben. Çünkü sürekli savaşa girme mantığına devam edilirdi. 1. dünya savaşına girdiğimizin yakın tarih incelenirse Osmanlı Devletinin savaşacak gücü yok , insan kaynağı , teknolojisi , sağlık alt yapısı gibi her konuda yerlerde olan perişan bir ülkeyken savaşa katılmış bir ülke. Ayrıca 1. Dünya savaşında Osmanlının tek başarısı bana sorarsan Çanakkale savaşıdır. Diğer her savaşı kaybetmiştir. Bunun tersine dönmesi için ise hiç bir sebep yoktur. Osmanlı topraklarına uzun sürelerce göz dikilmiş ayrıca bu topraklarda yaşayan halklar ise bağımsızlık için her daim desteklenmişti. Yine bize kalacak en büyük sınıra bana sorarsan Yunanistan çevresindeki halkı bizden olan köyleri ve Musul'u , biraz da Suriye tarafındaki toprakları katabiliriz.
Sonuç olarak: 1. Dünya Savaşını Atatürk önderliğinde bir ülke kurarak zaten kazanmış kabul edebiliriz.