ben aktarıcıları sevmem. herkesin okuyup anlaması gerektiğini düşünürüm. belki yanlış düşünürüm. dinletide anlatıcıya güvenmen gerekir fakat okuduğunda önce kendine sonra yazara güvenmen gerekir. anlatı portakal suyu ise okuyarak edinme narenciye bahçesinde gezmektir. tüm kokuyu içine çekip, sonsuz dalların arasından seçip gölgesinde dinlenmek için birinin dibine çökmektir.